TEREKEMELERİN KULLANDIĞI KELİMELERDEN BAZILARI
Alfabetik olarak bugün kullanılan türkçelere karşılık gelen kelimelerden derlemeler aşağıda bilgilerinize sunulmuştur." a, b, c, ç, d, e, f, g, ğ, h, ı, i, j, k, l, m, n, o, ö, p, r, s, ş, t, u, ü, v, y, z"AAba: kıldan örülmüş kalın kumaş ve bu kumaşdan yapılan elbiseAğa: Büyük erkek kardeş, AğabeyAbad: GelirAbad olmak: Gelirden memnun olmakAğıl: Hayvanların dışarıda kapatıldığı yerAğhee: Eyvah anlamında olan sözcükAğhır: Son, insanı sonAğartı: Yağ, peynir, süt yoğurt gibi yiyeceklerin genel adıAğırsak Teşinin üst kesiminde çengelli olan yuvarlak parçaAhan İşte, buradaAnık Yeterince mayalanmamış ekmek hamuruAhırı: SonuAğhırın gele: Sonun gele, ölesinAğhur: Hayvenlerin konulduğu yer. AhırAğhbun: GübreAkuçka PencereAlha: Hele görAlaf: Kışlık için hazırlanan hayvan yemi. Ot SamanAndır: Uğursuz şeyler için söylenilir.Asaca Yıkımak: Başını önden yıkamakAndıra Kalsın: Uğursuz olan şeylerin sonu gelsinAtol: Patatese benzer fındık büyüklüğünde kökAvlu: Odaların önüne yapılan koridorAyar: Atın sırtına vurulan eğerAyvan: Eyvan Balkon, evlerin önüne yapılan örtmeAzgun: ŞimarıkBBaca: Evlerin üst kısmını konulan küçük pencereBadval: Ambarın bir çeşidiBaga,Pege: Ahırda hayvanlara ot ve samanın verildiği tahta bölmeBarç Etmek: Seslice şapırdatarak öpmekBasma: Hayvan pisliğini bastırarar düzeltilmiş şekliBeç: Biraz geri zekalı anlamında, safcaBed: ÇirkenBednar: Bir çeşit çıban yarasıBege: Ahırda ot ve samının konulduğu yer.Beng: Ben, hal, insan vücudunda ki siyah lekelerBelli: BilinenBerf: KarBesmi: Bir isimBıçğı, Bışğhı: TestereBıldır: Geçen seneBınıvız: SinsiBışkol: Koyun pişliğiBibi: Babanın kız kardeşiBiçin: Tırpanla biçilmiş ot ya da ekinBidibidi Az, az ufak ufakBij,bijli: Sivri uçBişi: Yağ içinde kızartılarak yapılan ekmekBişka: KibritBoğozlu: Obur.çok yemek yiyenBölme: Büyük tepsiBuğari, puğhari: Evlerin üstündeki duman çıkan bacaBuluz: ElbiseBüzdük: KalçaCCadi: Yağcı, insanlara yağ yakan kimseCağ: Şiş ya da milCamuş: MandaCancur: Bir tür küçük erikCazigudiyan: Yağcı ya da şeytanCemse: Askeri araçCici bici Süslü, püslüÇigelek: Yaban çileğiCigerakraba: Enyakın akrabaCillenmek Toprağın yeşillenmesiCinav: Kamçı ya da bir ot çeşidiCıcık: GüzelCığız: Oyun bozan Cığıza cur bahaneCılcıbıl Çırıl- ÇıplakCırcır: FermuarCırnak Kuşların ayak parmak ucuCızlavet: Siyah içi astarlı lastik ayakkabıCırnağ: TırnakCoc: Bataklık,Cucul: Civciv,Culuk: HindiCur: Çocuk oyunlarında oyun bazmakCücük: Tavuk Kaz hindi kuş gibi hayvanların yumurtadan çıkan yavrularıÇÇar: Bir tür bez çarşafÇaynik: ÇaydanlıkÇeçil: Tel peyniriÇemirlemek: Gömlek kolunu katlayarak çevirmekÇengel: Kargaburnu ÇatalÇimmek: Yıkanmak, banyo yapmakÇit: Kadın baş örtüsüÇor: Sinirli bir zamanda söylenilen sözÇorağh: VerimsizDDabak: Bir hayvan hastalığıDadağh: Ağabey, KardeşDadda: Çocuk mamasıDamçı: DamlaDavar: KoyunDe hayde: Çabukça gelDegenek: Sopa, çubukDeğirmi: YuvarlakDemiray: Bir tür yara, egzamaDerekep: Derhal, hemenDesinler için: Gösteriş olsun diyeDiksinmek: TiksinmekDıldıbıl: ÇırılçıplakDillo: Ketenden örülmüş çuvalDınaz: AlayDınaz etmek: Alay etmekDolamaç: DönemeçDolap: Büyük su değirmeniDolça: MaşrapaDoydoy: GüvercinDummak: Suya dalmakDüge: DüveDüğmeç: Ekmek ve yağla yapılan bir çeşit yamak, ekmek aşıEEebele gel: İşte böyle bu yana gelEfsene: Saf insanEğiş Teknede hamur kazıyan, kazıyacakEkmek aşı: DüğmeçEqgo: Nene, ana anlamındaEle deme: Öyle söylemeEndeze olmak: OyalanmakErek: Orman içinde ki açıklık alanEringen: Tembel, üşenenEseslice: EsaslıcaEşgere Açık , alenenEvlek: Tarla sürümünde pulluğun açtığı izEze TeyzeFFanti: İskambilFerik: Henüz yumurtlamamış tavuk, PiliçFırtık: SümükFırtıklı: SümüklüFışğı: Tezeğin ufalanmış şekliFitoz: SevimliFizzah: BağırmakFizahlanmak: Bağırmak, ağlamakFuruç: Armat kurusuGGagaç: Kurumuş otlara verilen adGağ: Meyve kurusuGada: Dert, belaGadan alem: Dertlerini ben üstüme alayımGakka: Çocuk dilinde şekerGalak: Tezek yığınıGalet: BisküviGanayahlı: Kadın ya da kız için söylenilen bir sözGanfet: Akide ŞekeriGaro: Eski anbarGaronun yokuşu: Ambar yokuşuGaşka: At ArabasıGav: Kil, toprakGavçe: ÇengelGayğana: Sahanda yumurtaGecen ğhere kalsın: İyi gecelerGedek: Manda yavrusuGejjo: Aptal, bilinçsizGem: DövenGeven: Dikenli derelerde olan bitkiGıdella: Küçük sepetGıdıl: KüçükGımı Atol denen bitkinin uzanmış sapıGımı gıçlı İnce bacaklıGıdik: Oğlak, Keçi yavrusuGıjgırmak: Yoğurdun ekşimesiGıjjik: Kıvırcık saçGınco: Zayıf, çelimsizGırgal: Hayvanları bağlamak için ağaçtan yapılmış boyun bağıGırnap: Sağlam ipGobbuz: YumrukGobbal: Büyük burunGocik: KabanGolopi: Tahtadan yapılmış sitilGizenguggi: Saklambaç oyunuGod: Bir ağırlık ölçüsüGodda: Büyük zar, makaraGodik: Manda yavrusuGor: MezarGorbagor: Toplu mezarGorluk: Cenaze için saklanan paraGorhana: MezarlıkGoruhçu: Kır bekçisiGozo: Biçimsiz, düzeni bozukGöze: Pınarın suyunun çıktığı yerGurra,Gurre: Kendini beğenmişGudik: Enik, köpek yavrusuGurduşka: Kadınların giydiği bir çeşit gömlekGuli: HindiGurban: Bir isimGuşhana: TencereGuzzik: KamburGüman: UmutGüman etmek: Umut etmekHHacillenmek: Yaptığına pişman olmakHal: Siyah benHamarat: BecerikliHarbi: DoğruHardahurda: Kırık ya da döküntüHarğ: Ark, su kanalıHarbutlamak: Sıcak su ile soğuk suyu karıştırmakHaro: Ambar ya da samanlık içinde ki bölmeHaros: Ekilmemiş tarlaHasıllama: YoğurmakHedik: Haşlanmış buğday, diş hediğiHengel: MantıHelek: YorgunHelek olmak: Yorgun düşmekHerk: Sürülmüş tarlaHerslenmek: SinirlenmekHetircek: Ocak taşları üzerine, yemek pişirmek için konulan demir çubukHevenk: Kara batmamak için ayağa giyilen geniş ayakkabıHeyat,hayat: BahçeHimm: Bina yapımı için kazılan temelHırkal: MantıHışt: Çivili köpek tasmasıHızan: İş bilmeyenHodak: Öküzün boyunduruğuna binen ve öküzleri süren çocukHop, ğhop: Sabanın demir olan ucuNoravel: Hodak denen çocuğun söylediği manilerHozan: Biçilmiş tarlanın birdiyer adıİİstikan: Çay bardağıİstol: Sandalyeİskat: Ölünün arkasından günahına karşılık verilen paraİşkınlanmak: Filiz vermekİşkirlenmek: Şüphelenmekİşmar: İşaret etmekİtelemek: İtmekKKanfet: Akide şekeriKargun: Yazın karların erimesiyle oluşan selKaşka: Ağaçtan yapılmış el arabası, küçük arabaKayış: KemerKayğana: Sahanda yumurtaKebani: Ev işlerinde hamarat olan kadınKefterkuski: HortlakKerme: Koyan pisliginden yapılan tezekKerti: BayatKidik: Keçi yavrusuKınnap: İnce dayanıklı ipKırlent: Sekilere konulan yastıkKirtil: Kısa ve oldukça sert otKitmir: KüçükKodik: Manda yavrusuKolik: Boynuzu olmayanan hayvanlara denirKollik: Kuyruğu kesilmiş hayvanKolopi: Küçük sitilKopça: DüğmeKopti: Kaba,sabaKor: KörKart: Yeşil çimenlik ama sert olan yerKoraraba: KağnıKoroğlu: KöroğluKorberevi: Önünü görmeyenKoşat: Binalarda yük taşıyan kalın ağaçKotan: PullukKozik: Ahırda danaların kapatıldığı yerKöçmek: EvlenmekKöynek: GömlekKudik: Küçük köpek, EnikKulun: Kısrakların yavrusuKullik: BereKunkul: OmuzKurig: Kısrakların yeni kulunu tayKurun, Kürün: Ağaçtan oyularak yapılan su kabıKuşkana: Küçük tencereKuzzik: KamburKüllah: BöğürtlenKülek: Ağzı geniş, altı dar su kabıKülül, Külür: Yabani bezelyeKüski: Kaldıraç Söz sözün küsküsüdürKütan: Kotan,PullukKüze: Su kabıLLallo: Konuşamayan, lalLaçin: DoğanLaz: Karadenizliye denilirLazut: MısırLazo: Oy KaradenizliLeçek: Beyaz renkli başörtüsüLelê: Ana, bakıcıLenger: Geniş ve derin leğenLezgi: Halk müziğinde bir makam adı. İsim, bir aşık adıLıbbız: Parasız, ZüğürtLığlanmak: Mızmızlanmak gibiLili: Lakap,Lobya: FasulyeLoda: Büyük ot yığınıLokko: Büyük kabaLök: BüyükLüle Musluk, Suyun aktığı boruMMahal: Yer, meskenMafiş: Küçük kare şeklinde kesilmiş yufkanın yağda kızartılmasıMakat: Tahtadan yapılmış sedirMar: YılanMaşrapa: Kulplu bir çeşit su kabıMattavar: Bir çeşit hastalıkMaya: Kadın adıMazi: İki teker arasında ki milMehriban: Kadın adı, merhametliMercana: kışlık yakacağın ormandan temini.Meşe: OrmanMerek: Ot ya da saman konulan ev: Merek yandı sıçana da kalmadıMintan: GömlekMiras kalsın: Mal sahibinin ölmesini dilemekModgam: İmeceMorbet: Çırak, yardım eden çocukMozik: Bir yaşına girmiş danaMöğkgem: SağlamMuzveil: MuhbirMuzveillenmek: İhbar etmekMürgülemek: Otururken hafifden uyumak, şekerlemeNNahır: Sığır sürüsüNeft: GazyağıNevale: ErzakNapuzzar: Kapının önünde ya da arkasında kalan tarlaNat: Tırpan sapıNataş: Çıra parçasına verilen adNöker: HızmetkarOOla, Ula: Ulan, arkadaşOçkur: UçkurOla Çabuğh Gaç: Hemen kaçÖÖgeç: Bir yaşını geçmiş erkek kuçuPPağaç: Yuvarlak ve kalın bir tür ekmek, somunPağhıl: KıskançPağhıllanmak: KıskanmakPampara: Bir tür yabani bitkiPanta: Yabani armut, ahlatPapağ: Başa giyilen tiftik başlıkPapul: Çocuk ayakkabısı, patikPeg: Yıkıntı, virane olmuş ev kalıntısı için denirPege: Ahırda hayvanların ot ya da saman yedikler bölmePepe: KekemePeleş: Boynuzları yanlara doğru açılmış hayvanlara verilenadPeçkir: El havlusuPisik: KediPeş: ArkaPeşine gitmek: Arkasından gitmekPeşlemek: KovalamakPeşgun: Ayakları kısa yer sofrasıPırti: ElbisePızık: Yabani arıPızıklanmak: SineklenmekPin: Tavuk yuvası, kümesPingal: Folluk, tavuk yuvasıPitik: Köpek yavrusuPolum: OyunPolim yapma: Oyun yapmaPortlak: Göz yapısı büyük olanPoşa: Çingene,Potur: BüzgüPoy Poy: Hele bakın anlamında Poy Poy GülenPöçük: Kuyruk, en geride kalanPuç: Hiç, yitirmek Emegim puç olduPunğar: PınarPumpul: Yastık başlarına dikilen püskül, süslüPulul: Ot demetiPut: Bir ağırlık ölçüsüPuti: Yiyeceği olmayan ailenin fertlerini komşuları alıp besleme işiPüşürik aşı: Bir tür çorbaPöçük: Son. KuyrukPörçük: Tırpanı sapına bağlanan yeriPörçüklü: Yağcı,Punğar: ÇeşmeSSağdıç: Düğünde damadı gezdiren kişiSahi: GerçekSahi mi: Gerçek miSak: Çorabın tabandan yukarı olan kısmıSako: Sakar, dökülenSambağı. Samileri bağlıyan ipSami: Boyunduruğa takılan ağaç ya da demir çubukSanaksal: Ahırların orta yerinde çukur hayvan bokunun toplandığı kanalSap: Başakların tutunduğu dalSarol: Can eriğiSazna: Arazi ölçümünde kullanılan bir ölçü aletiSecele: Soy kütüğüSegirtmek: Çabuk gitmekSıggavus: Ahır temizlemede kullanılan süpürgeSeki, Sevki: SedirSıloık: ıslıkSinor: Tarla hududu, sınırSitekan İstikan BardakSitil: Süt kabıSivirlenme: yokuş aşağı kayma olayıStol: SandaliyeSosiya: Parlak renkli kara kuşŞŞaplak: TokatŞillopa: Karla karışık yağmurŞirat: Peynir SuyuŞoğurt: Salyaşourtlu: SalyalıŞor TuzluŞoş: Asfalt yolŞöbe: Oltu taşından yapılan boncukŞuşlanmak: Fazla yatmakŞuşurtluk: Değirmen oluğunun su dökülen yeriŞüzzük: Peynirin suyuTTağaryirlenme: Kendinden geçmeTanış: TanıdıkTalaş: TelaşTapan: Sürülmüş tarlayı düzeltmeye yarıyan tahta kalasTapul: Ot demetiTar: Tavukların üstüne dizildiği ince sırıkTavşal: Kadınların baş örtüsünün kalınıTecgere: Hayvan pisliğini taşımaya yarıyan tahat aletTêlli: Güzel, narinTelis: ÇuvalTeper: Doldurur, Ha bire teperTerek: RafTermaş: BozukTermaşa kalsın: Bozulsun kalsınTerpen: KımıldaTerpet: Kımıldat,Teşi: Yün eğirmeye yarayan aletTeşt: Saç legenTevür: ÇeşitTêy: bir nida, Têy nezaman geldiTrink: Peşin para anlamındaTik: Yüksek, dikTığ. Harman yerinde ki saman yığınıTığa: Saygısız olan delikanlıya denirTırık: İshalTırhıç: Ahırın içini bölmek için yapılmış tahta duvar, bölmeToklu: Yaşına girmiş erkek kuzuTulla: Köpek eniğiTullanmak: YuvarlamakTuluk: TulumTuman: DonTülek: Korkudan çabukça kaçan, ödlekTorpağh : ToprakTorpağh başına: Ölesin, mezara gidesinTorlak: İş bilmeyen, acemiTosbağa: KaplumbağaToklu: Bir yaşında kuzuToy: DüğünTump: Tarlaların kenarıTütün: DumanTütüye Bir kadın ismiUUca: Yüce, “Uca dağların başındaUçuğh: YıkıkUğuz: OğuzUla: Ola, olanUla Ula: Hele heleUmaç: Hamurdan yapılan bir yemekUşağh: ÇocukÜÜrek: YürekÜstü: ElbisesiÜzerlik: SedefotuÜzdür: YüzdürVVarlı: ZenginVedre Kova, su kabıVeran: Viran, harabeVeran kalsın: Harabe olsunVoj: YularVurgun: tutkunVışşş! Şaşırma ifadesiY
Yad: YabancıYal: Köpek yiyeceğiYalağh: Köpeğe yal verilen kap, yal kabıYalaka: Yağcılık edenYanaşma: Yandan takılanYanbegi: Yatay olan eğiriYanpuri: Eğri düz olmayanYansılama: Taklit etmekYarpağh: yaprakYaşik: Ağaçtan yapılan kasaYaşmağh: BaşörtüsüYavan: KatıksızYaylığh: BaşörtüsüYêddi: YediYege: EyeYegin: Çalışkan, üşenmeyenYeke: Büyük, kocamanYel: OsurukYellen: OssurYêri: YürüYerinmek: HeveslenmeYesir: EsirYesir olmak: Kurban olmakYeşilpiç: ¼ lük RakıYığ: ToplaYığın: Ot yığını, kalabalıkYumri: YuvarlakYuha: Sığ derin olmayanYuha: inceYuğhu: Uyku Yuğhun GelêrYüngül: HafifYola vurma: GöndermeYon: Bir ağacı yontmak.Yoz: Kısır malZZabun: ÇelimsizZağar: Küçük köpekSağ: Kara kargaZağ: Keskin sivriZağar: Küçük köpekZanduğh: SandıkZanka: KızakZahar: Gerçekten öyleZeher: Ağu, Zehir anlamındaZehrimar: Sinirli bir anda Ne var anlamında kullanılırZer: AltınZerzebil: PerişanZerge: Değersiz, değeri düşük olan denirZeşt: İnce sacZeşt: AğıtZıbın: Bebek gömleğiZevsek: GevezeZırlama: Ağlama, çok söylenmeZırza: Asmalı kapı kilidiZırzop: Uyumsuz, kaba sabaZibidi: Giyimiyle topluma uymayan kişiZibil: İnce tozZirt: Gösteriş meraklısıZiyankar: Zarar verenZiyil: SiğilZoğ: Tarla, çayır biçiminde tırpanın biçerek yığdığı otZokko: MantarZukkum: HaramZukkum: Zehir, zakkum anlamındaZanduk: sandık